Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, - 6 numaralı fueloil ve de diğer fosil yakıtlarla çalışan termik santraller- nedeniyle sadece insana karşı değil; aynı zamanda tüm insanlığa karşı suç işlemekten yargılanabilecek. Termik santraller başta olmak üzere havayı ve çevreyi kirleten kuruluşların zararından, bu kuruluşların sahipleri kadar, bu firmaların kurulmasına kolaylık sağlayan, onay veren, çalışmalarını denetlemeyen, zararlarını engellemeyen her kademedeki yetkililer de sorumlu tutuluyor. Soykırım suçunda olduğu gibi, insanlığa karşı suçlarda da zamanaşımı işlemiyor. İnsanlık suçu işleyen herkes her zaman yargılanabiliyor.
Hükümetler veya birincil yargılama yetkisi olan yerel mahkemeler, kendi vatandaşlarına karşı -özellikle bu kişiler yüksek mevkideyseler- soruşturmada isteksiz olabilir, görevini ifa etmeyebilir. Bu gibi durumlarda tamamlayıcılık ilkesi gereği, Lahey Adalet Divanı ve Savaş suçları mahkemesi olarak bilinen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), adeta ilgili devlete ‘düzgün bir yargılama yap, ama sen yapamazsan ben yaparım’ demektedir.
Samsun’daki termik santral ve sanayi kuruluşlarının yarattığı hava kirliğinin çevre ve insanlığa verdiği zararlar mahkemeye taşındı. Çevreye karşı işlenen suçlar artık sadece insana değil; aynı zamanda tüm insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamında değerlendiriliyor ve sanıklar, farklı ülkelerden hakimlerin görev yaptığı Lahey Adalet Divanı ve 117 ülkenin onayıyla kurulan Nürnberg’deki UCM’ de yargılanabiliyor.
‘İnsanlık dışı olana yönelik, bazen savaş suçları ve insanlığa karşı suçların devamı olarak, bazen de insanların ve çevrenin birbirini tamamlaması üzerinden işletilmektedir. İnsan gibi, insanlığa karşı suçların da durmaksızın evrilmesi neticesinde çevre suçları da insanlık suçu olarak görülebilmektedir.’(Alıntı)
Bu mahkemeleri hesaba katan Ekvador Yüksek Mahkemesi, dünya devi Chevron’u, çevreye verdiği zarardan 20 milyar $ tazminata mahküm etti.
Çevre ve şehircilik bakanlığı Hava Kirliliği İzleme raporlarından da anlaşılacağı üzere Samsun’da hava kirliliği başta insan olmak üzere tüm canlıları tehdit edecek seviyelere çıkıyor. Kanser vakalarında adeta patlama oldu, tüm hastanelerin onkoloji servisleri doldu.
Chevron’un verdiği zarardan daha az değil; Samsun’un uğradığı zarar; soğutma, buhar elde etme v.b. amaçlar için kullanılan sudan, toprağın özelliğini; değerini kaybetmesi sonucu arazi gelirlerinin azalmasından, zarara uğrayan alanların yeniden kazanılması için yapılacak harcamalardan doğan zararın yanında; kükürt dioksit (SO2),azot oksit (NOx), karbonmonoksit CO), katı partiküller, hidrokarbonlar, kül, radon gazı (Ra222), sülfür v.b. gibi zararlılardan dolayı da başta insan sağlığı olmak üzere; bitkisinden, toprağına, havasından suyuna, yabani hayvanlardan evcil hayvanlara kadar tüm çevre tehdit altında.
Zarar Chevron’dan çok daha büyük, zarar görenler çok daha fazla. Zararlılar kendiliğinden ürerken faydalıyı yetiştirmek; hukuki süreci takip edip, gerekli davaları açmak gerekir. Bu davalar, asrın tazminat davaları; Samsun’un kurtuluşu olabilir.